42,0063$% 0,41
48,8072€% 0,62
55,9860£% 0,42
5.565,77%-0,12
4.117,87%-0,20
10.608,26%0,54
Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu, kaleme aldığı yazısında insanın kendi iç dünyasıyla yüzleşmesinin derin ve sancılı sürecini anlattı.
Prof. Dr. Kadıoğlu, yazısında nezaket ile kendilik arasındaki dengeye dikkat çekerek, insanın en büyük savaşının kendi içinde yaşandığını vurguladı. “İnsan bazen kendi içine düşer de, orada yankılanan sesi kendinin zanneder. Oysa o ses, çoktan geçmiş bir benliğin yankısıdır – bir varlık kalıntısı, bir gölgenin gölgesi. Kendini ararken, her adımında biraz daha kaybolur. Belki de kaybolmak, en hakiki bulma biçimidir.” sözleriyle başlayan Kadıoğlu, insanın içsel yolculuğunu felsefi bir derinlikle ele aldı.
Nietzsche’nin “Uçuruma uzun süre bakarsan, uçurum da sana bakar” sözünü hatırlatan Kadıoğlu, bireyin kendini anlamaya çalışırken aslında anlamla hiçlik arasında salındığını ifade etti. Yazısında, insanın hem kendine yaklaşan hem de kendinden uzaklaşan bir sarkaç gibi yaşadığını belirterek, “Belki de mesele kendini bulmak değil, kendini yaratmaktır. Çünkü insan, bir kere doğmaz; her yalnızlıkta yeniden doğar.” dedi.
Prof. Dr. Kadıoğlu, yazısının ikinci bölümünde insanın kendini bastırma eğilimine değinerek, “Bir insanın içindeki en sessiz yıkım bazen bir öfke patlamasıyla değil, bir ‘aman kimseyi kırmayayım’ cümlesiyle başlar. Kırmamak uğruna kendini bastıran kişi, zamanla duygularını, sonra düşüncelerini, en sonunda da kendi sesini kısmaya başlar.” ifadelerini kullandı.
Nezaketin bazen bir içsel sansüre dönüşebileceğini vurgulayan Kadıoğlu, başkalarını incitmemek uğruna kendinden vazgeçmenin insanın özünü zayıflattığını belirtti: “Kendi özünden uzaklaşmanın en sinsi biçimi, başkaları için ‘iyi’ biri olmaya çalışmaktır. İyi niyet, bazen bir kendilik kaybının maskesidir.”
Nietzsche’den alıntı yaparak, “İnsanın kendisine karşı en acımasız düşmanı, çoğu zaman kendi iyi niyetidir.” diyen Kadıoğlu, en büyük yalnızlığın kalabalıklar içinde değil, insanın kendisinden uzaklaştığı anlarda yaşandığını ifade etti.
Yazısının sonunda ise Kadıoğlu, insanın yaşam yolculuğunda en önemli sınavının kendi sınırlarını koruyabilmek olduğunu belirterek şu sözlerle noktaladı: “Kırmamakla kaybolmamak arasındaki çizgi, insanın kendi sınırıdır. Kendini koruyarak nezaket göstermek erdemdir; kendinden vazgeçerek kırmamak yıkımdır. Kendini susturarak kimseyi kırmadığını sanan insan, aslında en çok kendini kırar.”
Yakutiye Belediyesi’nden üniversiteye örnek çocuk parkı…